Kalp ve damar hastalıkları, dünya genelinde ve Türkiye'de en yaygın ölüm sebeplerinden biri olarak dikkat çekiyor. Artık yalnızca yaşlı bireylerle sınırlı kalmayan bu ölümcül hastalıklar, gençlerde de giderek artış gösteriyor. Uzmanlar, bu durumun sebeplerini ve alınacak önlemleri vurguluyor.
Kalp hastalıkları, geçmişte 60 yaş üzeri kişiler için bir tehdit olarak görülüyordu. Ancak günümüzde 40 yaş altındaki bireyler de bu hastalıklardan etkileniyor. Türk Kalp Damar Cerrahisi Derneği Minimal İnvaziv Çalışma Grubu Başkanı Prof. Dr. Serkan Durdu, bu durumun birçok nedeni olduğunu belirtiyor. Yaşam tarzı değişiklikleri, çevresel ve genetik faktörler, gençlerin kalp sağlığını olumsuz etkileyen başlıca etkenler arasında yer alıyor.
Çocukluk ve ergenlik döneminde görülen obezitenin, ileride diyabet ve kalp hastalıklarına yol açabileceği ifade ediliyor. Yetersiz fiziksel aktivite ve sağlıksız beslenme, gençlerde hipertansiyonun görülmesine neden olmaktadır. Ailede erken yaşta kalp hastalığı öyküsü olan bireylerin risk altında olduğu biliniyor.
Prof. Dr. Durdu, elektronik sigaralarda ve pufflarda bulunan sıvıların, nikotin ve ağır metaller içerdiğini vurguluyor. Bu maddeler, damar sağlığını bozarak kalp krizi riskini artırabilir. Nikotin, kan basıncını yükselterek damarların daralmasına neden olur. Gençlerin damar yapıları daha hassas olduğundan, nikotine erken yaşta maruz kalmak, bu yapıların daha hızlı bozulmasına yol açabilir.
Elektronik sigara kullanan bireylerde, kullanmayanlara göre kalp krizi riskinin yüzde 50 daha fazla olduğu gözlemlenmiştir. Bu durum, gençlerde tütün bağımlılığını artırmakta ve uzun vadede ciddi kalp-damar sorunlarına zemin hazırlamaktadır.
Yoğun stres veya fiziksel efor, gizli kalp hastalıkları olan gençlerde ani ölümlere neden olabiliyor. Enerji içecekleri, yasa dışı maddeler ve aşırı kafein tüketimi, gençlerde kalp krizini tetikleyebilir. Pandemi döneminde hareketsiz yaşam, psikolojik stres ve kilo alımı, gençlerin kalp sağlığını olumsuz etkileyen faktörler arasında yer alıyor.
Kalp hastalıklarından kaynaklanan ölümleri önlemenin mümkün olduğunu belirten Prof. Dr. Durdu, bireysel düzeyde alınacak önlemlerle birlikte toplumda bir bilinç oluşturmanın önemine dikkat çekiyor. Hareketsiz yaşam, düzensiz beslenme ve kötü alışkanlıklar kalbe zarar veriyor.
Kalp sağlığını korumak için atılacak adımlar arasında hareket etmek öncelikli olarak öneriliyor. Haftada birkaç gün tempolu yürüyüş yapmak, kalp sağlığı için büyük bir fark yaratabilir. Ayrıca, sağlıklı beslenme alışkanlıkları edinmek, kalp sağlığını olumlu yönde etkileyen bir diğer önemli faktördür.
Stresle başa çıkmak için meditasyon, doğada yürüyüş veya hobi edinmek faydalı olabilir. Sigara ve alkol tüketiminin azaltılması, kalp hastalıklarının önlenmesinde kritik bir rol oynamaktadır. Düzenli doktor kontrolleri de kalp-damar sağlığının izlenmesinde önemlidir.
Prof. Dr. Durdu, sağlıklı yaşam bilincinin sadece bireysel değil, toplumsal bir sorumluluk olduğunu vurguluyor. Kalp hastalıklarından korunmak için bireylerin sağlıklı seçimler yapması, çevresindekileri de olumlu yönde etkilemektedir. Kalp sağlığını korumak, küçük ama sürekli çabalar gerektirir.
Kendimize iyi bakmak, sadece bugünü değil, geleceğimizi de kurtarabilir. Kalp krizi vakalarının artışı, toplumda bu konuda daha fazla farkındalık yaratılmasını gerektiriyor. Uzmanlar, bu konuda daha fazla bilgi ve bilinçlenme sağlanması gerektiğini ifade ediyor.